28 Nisan 2008 Pazartesi

OKTAY SİNANOĞLU KİMDİR??NEDEN ÇOĞU KİMSE ADINI DUYMADI BU KADAR BAŞARILI BİR KİŞİNİN ADINI???


"Insanlar istedikleri dili ögrensinler, ama egitim bir ülkenin kendi diliyle yapilir. Az bilenlerin hiç bilmeyenlere ögrettigi bilim, bilim degildir." diyor. Örnekler veriyor, milletlerin yabanci dille egitim yaparak kimliklerini, bagimsizliklarini nasil kaybettiklerini, ama buna karsilik sömürgecilerin nasil kazandigini anlatiyor. Ve bunlari anlatan deha, yillarini Amerika'nin en büyük üniversitelerinde hocalik yaparak, dünyada konferanslar vererek geçirmis bir kisi.
Yabanci dil ögrenmenin bu kadar revaçta oldugu, dil bilmeyenin ikinci sinif vatandas muamelesi gördügü bir ülkede bu tür konusma önce ters gibi geldi, sonra Alman, Fransiz, Italyan, Ispanyol, hatta Isveç üniversitelerini düsündüm. Hiçbirinde kendi dillerinden baskasi kullanilmiyordu. Bilim dilini(!) seçen bir biz kalmisiz, anlasilan.Baska dilden okutulan bir bilim dali ülkenizde kullanilamadigi gibi yabanci ülkelerde de ise yaramayacak, çünkü o dili daha iyi konusanlar sizi geçecekler. O zaman ülkede bilim adami yetismeyecek, ülkeyi baska ufuklara tasiyan kimseler de... Çünkü dil kullandirmak ülkenin sömürgelestirilmesidir. Yabanci dili iyi konusanlar isletmeci, borsaci olur. Bilim ve digerleri o dili kendi öz dili olarak konusanlara kalir. Bunlar Sinanoglu'nun ileri sürdükleri.
Sinanoglu'nun en ilginç yaklasimlarindan biri de kendi ülkesinin yabanci dille egitim yapan bir üniversitesiyle ilgili anisiydi. Orta Dogu Teknik Üniversite'sinde kuramlari ile ilgili olarak verdigi konferansta ünlü bir profesörün yanina yaklasip kulagina "Burasi ODTÜ, lütfen Türkçe degil, Ingilizce konusun." dedigini anlatiyor.Oktay Sinanoglu sabaha kadar konustu. Ülkesinin gelecegi için, Türk insaninin gelecegi için. Çünkü dili kullanmamanin bir buçuk nesil sonra o milleti yok ettigini gözleriyle görmüstü ve bunun Türkiye'ye uygulanmasini istemiyordu. Sabah kiminle konussam bana Sinanoglu'ndan söz ediyordu. Amerika'da ve dünyada bilim dalinda büyük hizmetler veren, Nobel'e aday olan Meydan Larousse'da söz edilen bir adam kendisini bilimden sonra ülkesinin gelecegine adamisti.Bugün herkes onun söylediklerini ve bundan sonra yapacagini söyledigi savasi tartisiyor. Artik hiçbir sey eskisi gibi olmayacak.Ülkenin durumu karanlik ama en azindan onun gibiler, düsünenler, savasçilar var.

OKTAY SİNANOĞLU
1935 Bari (İtalya) doğumlu. Türk Eğitim Vakfı Yenişehir Lisesi’nden 1953 tarihinde mezun oldu. ABD’ye kimya mühendisliği için burslu olarak gönderildi. 1956 yılında Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kimya Mühendisliğini birincilikle bitirdi. 1957’de ABD’de MIT’ten birincilikle yüksek kimya mühendisi oldu. Alfred Sloan Ödülünü aldı. 1959’da Kaliforniya Üniversitesi Berkeley’de Kuramsal Kimyadan doktorasını yaptı; iki ödül kazandı. 1959-60’da ABD Atom Enerjisi Merkezinde araştırmalarda bulundu. 1961’de hem Harvard hem de Yale Üniversitesinde, kendisinin Kuantum Kimyası ve Fiziği üzerindeki teorisi hakkında, üst düzey dersler verdi. 1962’de 26 yaşında, Batı’nın 300 yıl içindeki en genç profesörü oldu. Aynı yıl ODTÜ Mütevelli Heyeti, yalnız Oktay Sinanoğlu’na mahsus olmak üzere, Danışman Profesör unvanını verdi. 1964’te Moleküler Biyoloji konusunda, ikinci kürsüsüne Yale’de atandı. 1973’te Almanya’nın en yüksek Alexander von Humboldt Bilim Ödülü’nü aldı. Aynı yıl, kendisine, özel kanunla, ilk ve tek Türkiye Cumhuriyeti Profesörü unvanı verildi. 1978’de Japonya’ya, Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak gönderildi. Türk-Japon kültür, bilim, eğitim ilişkilerinin temelini attı. İki kere Nobel adayı olmuş, ABD Bilim ve Sanat Akademisi’nin tek Türk üyesi olan Oktay Sinanoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki öğretim üyeliği görevinden 2002 yılında emekli olarak ayrılmıştır.

Hiç yorum yok: